Monday, January 11, 2010
Sonradan Gurmeler'in ilk keşfi:Tirebolu Pidesi
Bu cumartesi yeni ve keyifli bir projenin daha adımlarını attık...
Yine fikir ODTÜ EM'lerden çıktı.
www.sonradangurmeler.org
Başlarına bir şey gelecek bu fikir çıkartmaları ve uygulamaya geçirmeleri yüzünden ya, hadi bakalım :)
Projenin adı: Sonradan Gurmeler
Önceki mesajlarımda da kısmen değinmiştim.
Zaten bu zamana kadar yazıların çoğu da yeme içme üzerine idi ya...
Yok Sütlücede Uykuluk, Kadınlar pazarında Mumbar, Horhor'da kebap, Ankarada KöftEM:)
Bunun artık bir sisteme oturmasını düşünüp, yaklaşık 2 aydır haftasonları oturup çalışmalara başladık....Düşündük, taşındık...
ve Sonradan Gurmeler projemiz ortaya çıktı.
İnsanoğlu olarak hayatımız gezmek ve yeme ile geçiyor. Artık yemek ve gezmenin de keyfine de varmak lazım. Yani beraber, birlikte...
Hele de İstanbul gibi her yöreden lezzetlerin olduğu bir yerde böyle bir şey biz kurmasak, kurulacaktı.
Hayırlı olsun :)
SeyahatnamEM sonrası herhalde bir kitap daha çıkartsak adı GurmEM, veya Sonradan GurmEM olacak, öyle gözüküyor...(Benim gücüm kalmadı )
Neyse kısaca hikayemize döneyim.
Cumartesi günü, elimize aldığımız " Sonradan Gurmeler" pankartlarıyla İstanbul sokaklarına çıktık.
İlk hedefimiz, Türkiye'nin en iyi pidecisini ziyaret etmek.
http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2003/09/12/342740.asp
Bir baktık ki, yani baktım ki, en iyi pidecisi Tirebolulu :) Yani durmam mümkün mü ?
Fatih Karadeniz pidecisi...
İlk aşamda küçük bir gruba duyurduğumuz etkinliğin organizatörü Bilal '04.
Kendisi doğma büyüme Fatih'li.
Böyle olunca, misafir olarak biz, yerin adresine bile bakmadan kendisine takıldık.
Saat 14:00 sularında Fatih'te buluştuk ve mekanın yolunu tuttuk.
Ara sokaklardan birinde bir " Karadeniz Pidecisi" . Hemen girdik içeri.
Herkes oturdu ama ben sağda solda Akçaabat köfte broşürlerini görünce biraz huylandım. Şu ana kadar hiçbir memleket lokantasında, o yörenin fotolarının olmadığına rastlamadım. Burda bırak Tirebolu'yu, Akçaabat fotoları var...
Bizimkiler siparişleri çoktan vermişler. Bol yağlı, bol yumurtalı pideler.
Ben de o arada restoran sahibiyle konuşuyorum. Diyaloğumuz şöyle:
- Abi, burası ünlü Karadeniz pidecisi mi? Sen Tirebolulu musun?
- Ben Rizeliyim.
-?
- Ama bak buranın pideleri de çok iyidir. Otur bir bak. Öyle gazetelerin dediklerine inanma. Gel otur, gözünü seveyim....
-Ya abi, biz yılların gurmecisiyiz :) bu Tirebolulu pideciyi arıyoruz. Yardım et gözünü sevem.
- Bırak onu burda ye. Gazetelerle marka oldu o. Bak burası da güzel. Abim otur ye, arkadaşların siparişi de vermiş.
-Peki, peki. Bu resmi gurme gezisinde ilk seni akredite edeceğiz anlaşılan :)
Neyse dediğim gibi, bizimkiler pideleri siparişvermiş, hatta yemeye bile başlamışlar. Dedim, yavaş yiyin, doğma büyüme Fatih'li Bilal bizi yanlış yere getirmiş. Az yiyin ki doğru yerde de biraz yiyelim. Malum Gurme muhabbetinin tek sıkıntısı, günde bir kere yiyebilme kapasitesinde olmanız...
Bu lokantanın sahibi bizi öyle bir sahipleniyor ki, eline pankartımızı alıyor, hazırladığımız yapışkanları heyecanlı bir hevesle, duvarındaki Karınca Duasının altına yapıştıyor. Ben gülmekten dayanamadığım için tüm açıklamayı kendisine Bilal yapıyor...
Ama ismimiz de olduğu gibi bir hikaye çıkıyor ortaya böylece. Gurme ama sonradan gurme.
İlk gittiğimiz lokanta yanlış yer olunca, ilk aşamada guremiyoruz ama sonradan gürdük oluyoruz:)
Tirebolulu Karadeniz pidecisi bir yan ara sokaktaymış...
Sahibi Mehmet Yazıcı. 70 yaşlarında bir amca.
Sonradan öğreniyorum ki, Tirebolu'da dedemin dükkanında çalışıyormuş. Annemin babası, amcaları, babamın babası ve amcalarının çeterisini çıkarıyor bana. Hatta yüzüme, özellikle kaşlarıma :) bakarak benim kimin torunu olduğumu çat diye söylüyor vs. Bravo, ben de şok oluyorum.
Neyse, gurme olarak yemekten bahsedelim. Bu doğru pidecide, başta yer bulamıyoruz. Millet kuyrukta. Olmasın mı yani, ellerinden bal damlıyor.
Bol yağlı, bol yumurtalı 4 pide istiyoruz 10 kişi. Malum bir önceki yanlış yerde midelerimiz şişmiş, dolmuşuz.
Sonradanlığımıza veriyorum :) Ama burda 4 pide de kesmiyor.
Yanında bol Tirebolu42 çayıyla pidelerimizi yiyoruz.
Mehmet amca ile de fotoğraflarımızı çektiriyoruz. Ne de olsa sonradan gurmeyiz.
Gerçekten ilgililer. Ne dersek yapıyorlar..
Pidenin lezzetine diyecek yok. Parmaklarımızı yiyoruz.
Sonradan Fatih'deki gezimize devam. Ne de olsa Bilal de artık "sonradan rehber" :)
Önce kadınlar pazarı, ordan Vefa bozacısı...
Bir kere hızımızı aldık. Vefacı abilerle de pozumuzu çektiriyoruz.
Zevkli ve keyifli geçiyor günümüz...
Benim, hiç olmayacak şekilde makinemin şarjı bitiyor, foto falan çekemiyorum. Serkan '03 tarafından çekilen fotoları paylaşıyorum.
Ben neler daha çekerdim ama artık bundan sonraki " Sonradan Gurme " gezilerine...
Bekleriz efendim...
İyi geceler, Ömür'den lezzetler...
Kilo almasak iyi :)
Ömürden M. Sezgin
Marka Mühendisi
http://www.omurdensezgin.com
Not:
- Grubumuz : http://groups.google.com/group/sonradangurmeler
Üye olmak isteyen ODTÜ EM, ODTÜ ve dışı tüm yeme meraklı kişileri bekleriz....
Pide konusunda daha lezzetlisini ne yazık ki bulamayız ama tonlarca yemek fırsatı var:)
- Sonradan Gurme gezisi Asmalı Mescite gittiğimizde, 5'i seyahatnamEM yazarı olmak üzere toplam 8 ODTÜ EM'liye rastladık. EM'lerden adam korkar.Çok gezerEMler bunlar:)
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
Canim Pide cekti :)))
ben Rifat :))) cek iki kasarli pide:))
Post a Comment