Wednesday, July 07, 2010

Şampiyonlar şehri Bursa'daydım





Geçen haftalarda arkadaşımın düğünü için Bursa'daydım.

İki senesini Bursa'da geçirmiş, hatta ikinci ligden birinci lige çıkması konusunda yoğun taraftar desteği sağlayan biri olarak çok değişmiş buldum Bursa'yı.

Kent meydanı yapılmış ki ben oradayken Kent Meydanı otogar gibi bir görev üstleniyordu.

İstanbul'un en güzel yerlerinin, denize sıfır mekanlarının otobüs durağı yapılmış olduğunu düşündükçe, Bursa'da böyle bir meydan yaparak ne de güzel karar almışlar. Ayrıntılarını bilmiyorum ama bence iyi olmuş .

Meydandan içeriye doğru girdiğinizde benim Darmstadt caddesi geliyor. Oralar hala aynı.

Yine araba kiralama yerleri var, Stadyumda döner satmaya başlayan bizim Erol döner yerli yerinde. Erol'u tanıdığım yıllarda çok girişken adam bellemiştim, daha fazla atak yapar diye düşünüyordum ama dediğim gibi yerli yerinde...

Bursa Heykel de aynı.

Yemek deyince bir durmak lazım Bursa'da. Bizim İstanbul'daki Sonradan Gurmeler (www.sonradangurmeler.org) için şahane mekanlar var orda. Bizim ListEM'den bu keşiflere gönüllü olan olur mu bilemem ama Çekirge'de düğün çıkışı kebapları hapur hupur götürdük. Gecenin bir vakti ama dayanamıyorsun. Dostlar yerken kokusundan kilo alır noktasına gelince neden yemiyoruz diye düşünüyor insanoğlu. Normal bir insanoğlu olarak he deyip yiyoruz biz de bir iki dürüm :)

Ertesi gün, pazar için İstanbul'da yapacaklar olmasına rağmen kaldım Bursa'da. Kalmak zorunda kaldım :) Arkadaşın yoğun ısrarları sonucu Haziran sıcağında kendimi Bursa'nın hamamlarında buldum.

Hamamları hep sevmişimdir. Senede 5-6 kere muhakkak giderim. Yani Bursa'dayken giderdim. İstanbul'da o organizasyonu yapmak biraz zor oldu. Belki " Temizlikçiler" diye bir hamam grubu kurmak lazım ama enerji yok :)

Neyse, Yeni Kaplıca'ya gittik. Güzel yer. Kapıda lif, kese, sabun, vs satılıyor. Aldık keselerimizi, sabunumuzu içeri girmeye hazırız.

İçerisi ayrı bir otantik yer. Eski yapısını bilmem ama bana eski yapıyı korumuşlar gibi gelirdi her zaman.

Çantaları emanete verdikten sonra havlularımızı, peştemallarımızı aldık.

İçeriye doğru süzüldük. Yıkan, yıkan ne de güzel olay.

Bir de aslanağzı var havuzun dibinde. Sıcaklık uçuyor tabi. eee hamama giren terler de burada bariz yanıyorsun. Olsun Ömürden olarak denemeden geçmek olmaz. Yaşamadan anlatmak yok bizim lugatımızda:)

Arada dışarı çıkıp serinlemeye çalışıyorum. Derken ensemde bir el. Ahanda bu kim derken, bizim bölümden Burak Erişmiş'e rastlıyorum. Bursa'ya geldiğimde hep aradığım kişi, ama dedim ya düğün için hızlı gelip, geri dönme planım var. Kimseyi aramamışım. Mahçup oluyorum malumunuz. Bir kese de beraber atıyoruz:)

Yeni Kaplıcayı bilen bilir, içerde havuz dışında bir de Üşük Terleten diye bir yer vardır. Suyun buharıyla terlersin. Yıllar önce Almanya'dan gelen misafirlerimi içeriye soktuğumda yoğun bir ter kokusunu hissetiklerinde mahçup olmuştum. "Bitte Raus" diyerek olaydan kurtulmuştum ama bu sefer orayı da daha temiz buldum. Taşları, mermerleri, seramikleri hep yenilemişler...

Çıkışta yataklara yatıyoruz. Değişmemiş dedim ya, devlet malzeme ofisinden alınmış hasta yatakları gibi odadaki yataklar. Yanyana, buram buram havlular içinde yatınca görüntümüz savaşta yaralanan askerler gibi. Aynı havlu, aynı yatak, tam askeriyedeki standartlar...Ayran ve sodayı karıştırıp dinleniyoruz. Burak, bana bir hediye almış, arabasında saklıyor. Hediye Bursaspor atkısı! Şampiyonun şehrinde, hamamda atkıyı almak da pek bir keyifli...İçten hissediyorum Bursa'yı ve yaşananları...

Şimdi geliyoruz ilginç olaya. Kafayı marka yaratmak, marka kazandırmak ile bozduk ya.. İçerde kese bölümünde aynen " Markası Olmayan Giremez " yazıyor. Algıda seçicilik orada patlayıverdi. Rica ettim, buğu sis içerisinde oraları da fotoğrafladım. Bursa'da olduğum yıllarda çokça ziyaret ettiğim Yeni Kaplıca bana ayrı bir ilginç geldi bu sefer. Ne demek "Markasız girilmez":)

Bu marka olmak ve değer yaratmak adına çokça yazdım ama orda görünce demek ki yeni eğilim bu noktaya ulaşmış :) Demek ki şimdi olmasa bile ilerde ticari markalar gibi, kişi ve sosyal markalar da tutarlı, ve sürekliliği sağlayarak girmek zorunda kalacak hamamlara :) ha ha...

Neyse tartışma yaratmayalım. Bursa güzeldi, iyiydi, daha da iyiye gidiyor. Yaşanacak yer vesselam...

ListEM'in yoğun gündemine aradan gireyim istedim... Bayağıdır gezip, görüp, yiyip, içip yazamamıştım....

ODTÜ mezunlar gününde görüşmek dileğiyle...SeyahatnamEM ile orda olacağız...





Ömürden Sezgin
Sessizliğini bozan Marka Mühendisi
'04
www.omurdensezgin.com